14 Kasım 2010 Pazar

Makarna Çocuk

Uyandı. Gözlerini ovuşturdu. O sırada eli yastığına değdi. Tabii ki de yağ içindeydi, her zamanki gibi. Hiç kalkmak istememesine rağmen el yordamıyla kendini yataktan dışarı iteledi. Karşısındaki aynaya ilişti gözü. Saçlarına. Spagettiden saçları vardı. Niye bilinmiyordu. Hiçbir doktor bir çözüm bulamamıştı. Ailesi ise durumu pek gündeme getirmemeye çalışıyordu. Özellikle daha bir hafta önce kendilerini bir İtalyan restoranında ağzına kadar dolmuş makarna tabaklarıyla gördüğünden beri, açıkçası bu konu evde pek konuşulmuyordu. Küçük kardeşi için bu komikti, arkadaşlarına anlatıp okuldaki popülaritesini arttırmaya çalışsa da, kimse ona inanmadığı için bu durum bir işine yaramıyordu. Acıktığı zamanlar hariç. Normalde abisi onun saçlarından alıp yemesine izin vermezdi, ama kardeşiyle bağlarının güçlendiğini hissettiğinde saçlarını onunla paylaşırdı. Böyleydi işte.

Kalkıp bilgisayarını açtı. Dün geceki eğlencede çekilen sarhoş fotoğraflarını görünce yüzünü buruşturdu. En yakın iki arkadaşı, eğlenmek için kafasına ketçap dökmüşlerdi."Ketçaplı makarna, aman ne komik." diye homurdandı bilgisayarını kapatırken. Görenlerin ne düşüneceği fikri keyfini kaçırmakla beraber, çok da umursamadı. Zira en son yakınlaştığı kız da beresinin altındaki gerçeği öğrenince saçlarının tadına bakmak istemiş, ve her şey başladığı gibi oracıkta bitivermişti.

Her zamanki renkli beresini taktı, içine yağı alsın diye sardığı birkaç kaç kumaşla birlikte. Tekrar aynaya baktı. "Yeni bir güne hazır mıyım?" dedi, kendine cesaret vermek için yansımasına gülümsedi. Değildi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder